ÖF!
Sabah uyandığımdan beri bir o haberi okuyorum, bir bu haberi. Canım sıkıldıkça sıkılıyor. Önce rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklu bulunan malum şahısların tahliye edilmeleri haberini duydum. Herkes tepkili ama olan olmuş, salıverilmişler bile. Kimileri yıllarca suçunu bilmeden yatarken, kimileri de böyle kısa sürede özgürlüğüne kavuşuveriyor işte. Ben anlamıyorum, anlayan varsa beri gelsin.
Sonra Ukrayna'da yaşanan karışıklar var. Geçen hafta sinir bozucu görüntülere tanık olduk, onlarca insan hayatını kaybetti. Şimdi işin içine Kırım Türkleri de girdi. Rusya'nın Kırım'a girdiği haberleri var. Üzücü. Anne tarafından Kırımlı'yız. Uzun yıllar öncesi Kırım'dan göç edilmiş. Bu yüzden ayrı bir üzülüyorum galiba ama nereli olursak olalım dünyanın herhangi bir yerinde olan karışıklık ve arada masum insanların hayatlarının kararması etkiliyor beni.
Bir yandan tahliye olayı, bir yandan Rusya-Ukrayna-Kırım haberlerini takip ederken arada bir de Fenerbahçe yönetici ve avukatlarının basın toplantısını izledim iyice gaza geldim:) Hangi takımı tutarsanız tutun 3 yıldır artan bir şekilde Fenerbahçe'ye ve Fenerbahçe taraftarına yapılan haksızlıkları görmezden gelemezsiniz. Gerçi kimler haksızlığa uğramıyor ki bu devirde. Öyle ya da böyle, bir şekilde haksızlığa uğruyoruz. Her gün aksiyon, her gün heyecan, her gün sinir bozukluğu.
Az önce blog sayfamı açtım, aslında Bursa müzelerini tanıtmaya devam edecektim ama iç sıkıntımı aktarmadan geçmek istemedim. Ortalık yangın yeriyken "bu da bir müze tutturmuş" diye düşünülebilir sonuçta. Ama akıl sağlığımızı da düşünmemiz gerekiyor değil mi? Bazen gündemden kaçmak istiyor insan? En iyi sığınma alanlarından biri de -eski, yeni, kitap, sinema, tiyatro, müzik vs. hiç fark etmez- sanat oluyor bu durumda. Bir sonraki post Karagöz Müzesi ile ilgili olacak. Beni izlemeye devam edin. İyi kaçışlar efendim!
0 Yorumlar:
Yorum Gönder