ÖF!

  
    Sabah uyandığımdan beri bir o haberi okuyorum, bir bu haberi. Canım sıkıldıkça sıkılıyor. Önce rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklu bulunan malum şahısların tahliye edilmeleri haberini duydum. Herkes tepkili ama olan olmuş, salıverilmişler bile. Kimileri yıllarca suçunu bilmeden yatarken, kimileri de böyle kısa sürede özgürlüğüne kavuşuveriyor işte. Ben anlamıyorum, anlayan varsa beri gelsin. 
    Sonra Ukrayna'da yaşanan karışıklar var. Geçen hafta sinir bozucu görüntülere tanık olduk, onlarca insan hayatını kaybetti. Şimdi işin içine Kırım Türkleri de girdi. Rusya'nın Kırım'a girdiği haberleri var. Üzücü. Anne tarafından Kırımlı'yız. Uzun yıllar öncesi Kırım'dan göç edilmiş. Bu yüzden ayrı bir üzülüyorum galiba ama nereli olursak olalım dünyanın herhangi bir yerinde olan karışıklık ve arada masum insanların hayatlarının kararması etkiliyor beni. 
    Bir yandan tahliye olayı, bir yandan Rusya-Ukrayna-Kırım haberlerini takip ederken arada bir de Fenerbahçe yönetici ve avukatlarının basın toplantısını izledim iyice gaza geldim:) Hangi takımı tutarsanız tutun 3 yıldır artan bir şekilde Fenerbahçe'ye ve Fenerbahçe taraftarına yapılan haksızlıkları görmezden gelemezsiniz. Gerçi kimler haksızlığa uğramıyor ki bu devirde. Öyle ya da böyle, bir şekilde haksızlığa uğruyoruz. Her gün aksiyon, her gün heyecan, her gün sinir bozukluğu. 
    Az önce blog sayfamı açtım, aslında Bursa müzelerini tanıtmaya devam edecektim ama iç sıkıntımı aktarmadan geçmek istemedim. Ortalık yangın yeriyken "bu da bir müze tutturmuş" diye düşünülebilir sonuçta. Ama akıl sağlığımızı da düşünmemiz gerekiyor değil mi? Bazen gündemden kaçmak istiyor insan? En iyi sığınma alanlarından biri de -eski, yeni, kitap, sinema, tiyatro, müzik vs. hiç fark etmez- sanat oluyor bu durumda. Bir sonraki post Karagöz Müzesi ile ilgili olacak. Beni izlemeye devam edin. İyi kaçışlar efendim!




Share:

MERİNOS ENERJİ MÜZESİ (BURSA NOTLARI - 2)

    Bir önceki yazıda, çok beğendiğim Bursa Merinos Tekstil Sanayi Müzesi'ni anlatmıştım. (burada) Merinos Enerji Müzesi var sırada. 
    Bursa'nın Merinos semtinde Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi bünyesinde yer alan Enerji Müzesi, tıpkı Tekstil Sanayi Müzesi gibi tarihi bir öneme sahip. Bir önceki yazımda tarihi öneme ayrıntısıyla değindiğim için bu sefer bazı ayrıntılardan kaçınacağım. 
    2004 yılında faaliyetine son verilen Merinos Tekstil Fabrikası büyük bir müesseseydi. Fabrikanın enerji ihtiyacını karşılamak üzere bir elektrik santrali yapılmasına karar verildi ve Atatürk'ün emriyle 28 Kasım 1935 tarihinde santralin temelleri atıldı. Öncelikle sadece fabrikanın enerji ihtiyacını karşılayan santral, 15 yıl içerisinde gelişti ve 1973 yılına kadar Bursa kentinin ihtiyacı olan elektriğin bir kısmını da karşılamaya başladı. Merinos Tekstil Fabrikası kapanınca; Merinos Elektrik Santrali, Merinos Enerji Müzesi olarak düzenlendi ve hizmete sunuldu. Yani Merinos Tekstil Müzesi'ni ve Enerji Müzesi'ni  bir değerlendirmek gerekiyor.
    
    Merinos Enerji Müzesi'ni de çok beğendim, ilgiyle gezdim. Tarihi ve teknik anlamda bilgilendirme son derece yeterli. Sıkılmadan, rahat rahat gezilen düzenli, şık ve eğlenceli bir müze. 
    
    Neler var müzede? Öncelikle zamanında santralde kullanılan kazanlar ve makineler var. Birçok mankenle bu makinelerin zamanında nasıl kullanıldığı anlatılmaya çalışılmış. Gündelik yaşam sadece teknik anlamda değil, ufak tefek bazı ayrıntılarla canlandırılmış. Öyle ki üst katta bir bölümü gezerken, yerdeki bir boşluktan kazan dairesinden yukarıya doğru başını kaldırmış sana bakan bir işçiye rastlayabiliyorsun, ya da Permutit bölümünü gezerken soğuk algınlığı olan bir Merinos personelini içinden sıcak su akan  borulardan birine oturmuş şifa bulmaya çalışırken görebiliyorsun:) 


    Zamanında santralde çalışan işçiler unutulmamış. İşçilere ait fotoğraflar ve kayıt defterleri de sergileniyor. Müzenin kurulum aşamasında santralin emekli çalışanlarına danışılmış. Ayrıca talep edilmesi halinde, santralin müze gönüllüsü emekli çalışanları, ziyaretçilere eski çalışma prensibiyle ilgili bilgiler vermekteymiş.



    Müzede Dünya'da, Türkiye'de ve Bursa'da elektriğin tarih boyunca izlediği yolu belge ve fotoğraflarla takip etmek mümkün. Ayrıca Bursa'da elektrik öncesi dönemde kullanılan aydınlatma araçları da sergilenmekte. Örneğin şu sokak lambası gibi. Romanlarda, filmlerde rastladığımız, ancak hayal edebildiğimiz, gaz yağıyla çalışan bu lambanın başından ayrılamadım bir süre. Tabelada şöyle yazıyor: "19.yüzyılda Bursa Atatürk Caddesi üzerinde kullanılmış gaz yağı ile çalışan sokak lambası".

   
    
    Eski radyoların sergilendiği Elektrik Dağıtım Bölümü de ilginç. Bu bölümdeki Enerji Sanat Galerisi'nde zaman zaman sergiler düzenleniyormuş. Ayrıca yine bu bölümde farklı interaktif etkinlikler programlanıyormuş.

    
    Anladığım kadarıyla interaktif etkinlikler ve eğitim konusunda müze çok iddialı. Okul gruplarına enerji konusunda (yokluğu, varlığı, gerekliliği, üretim çeşitleri, çevre kirliliği, küresel ısınma vs.) eğitim amaçlı programlar yapıldığı gibi, yine öğrenciler için film gösterim alanı düzenlemesi de unutulmamış. Bizim ziyaret ettiğimiz gün bir grup öğrenci, öğretmenleri eşliğinde güle oynaya deneyler yapıyorlardı, hoşuma gitti doğrusu, hepsi çok keyifliydi. 

   Ve burası da en eğlenceli bölümlerden biri:) Permutit (Yumuşak Su) Bölümü. Yani buhar enerjisinin elektriğe çevrildiği bölüm. Burası aynen korunmuş. Ama ışık lazer ve sis gibi görsel öğelerle desteklenmiş. Müzik de unutulmamış. 

    
    Yukarıdaki fotoğraf pastel renklerin döndüğü zamanda çekildi, bekledim ve her renk geçişinde bir görüntü istedim:)İşte böyle. 
Normalde daha fazla renk var:)
    Kabul ediyorum, aslında  oldukça arabesk bir uygulama:) Ama dikkat çekiyor işte. Eğlenceli. Buharın elektriğe çevrildiği bölüm olduğunu unutmak kolay değil şimdi.
    Aslında bu renklendirme tekniği, santralin farklı bölümlerinde de var ama en etkileyici ve güzel fotoğraf veren bölüm burası.

    Kısacası Merinos Enerji Müzesi, eğlendirirken öğretme misyonunu gerçekten uygulayan bir müze. Daha önceki yazıda da belirttiğim gibi buradaki fotoğraflar yetersiz kalıyor. Örneğin -söylemeyi unuttum- eski elektrikli ev aletlerinin ve bunların reklam afişlerinin yer aldığı bölüm de çok ilginçti. 
   
    
    Gezilmesi görülmesi gereken bir müze Merinos Enerji Müzesi. Tıpkı Merinos Tekstil Sanayi Müzesi gibi ücretsiz gezilebiliyor. Bursa Belediyesi'ni takdir ediyorum bu konuda. Diğer müzede olduğu gibi yine kaliteli kitapçıklar düzenlenmiş, tekerlekli sandalye ile gezecek vatandaşların rahatlığı düşünülmüş ve müze bünyesinde işitme engelli ziyaretçiler için rehber de görev almaktaymış.
    Merinos Enerji Müzesi, Bursa'nın Merinos semtinde Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi içerisinde Merinos Tekstil Sanayi Müzesi ile yan yana yer alıyor. Merinos'a Bursa içerisinde metro, dolmuş, otobüs her türlü ulaşım var. Merkez sayılan Heykel'e 15-20 dk. yürüme mesafesinde. Bursa'ya yolu düşen herkese, her iki müzeyi de şiddetle tavsiye ederim. 





Share:

Stupid Zombies-2 Oyunundan Geriye

stupid zombies 2, stupid zombies 2 indir, stupid zombies 2 android indir, stupid zombies 2 ios indir, stupid zombies 2 windows phone indir
Oyun Hakkında: Karakteri yöneterek zombileri tek tek avlamaya dayalı bir oyun. Yapmamız gereken tek şey, verilen mermi ve silahları akıllıca kullanıp tüm zombileri öldürüp bir sonraki bölüme geçmek.

Oyunun Özellikleri:

  • 600 farklı bölüm,
  • Karakter seçimi (kadın veya erkek),
  • Bölüm geçtikçe gelen özellikli silahlar,
  • Kafadan vurulduğunda verilen extra puanlar vs.

Oyun İpucu: Ekrana basılı tutarak silahın lazer özelliğini aktif edebilirsiniz. Böylece nişan alıp zombileri daha da kolay bir şekilde öldürebilirsiniz.

Oyun Yorumu: Oyun ilk başlarda çok basit gibi görünüyor. Fakat bölümler ilerledikçe zorlaşıyor. Bunun en büyük nedeni de verilen mermilerin kısıtlı olması. Bu yüzden mermi ve silahları akıllıca kullanmak gerekiyor. Ayrıca yeni bölümlere geçtikçe özellikli silahlar, mermiler ve zombiler geliyor. Böylece oyun daha da keyifli bir hâl alıyor. Umarım siz de beğenirsiniz, kolay gelsin!

Stupid Zombies-2 Oyununu Nasıl İndirebilirim?

Anroid için buraya, iOS için buraya, Windows Phone için buraya tıklayabilirsiniz...

Oyun Videosu:



İlgili Aramalar: stupid zombies 2, stupid zombies 2 indir, stupid zombies 2 android indir, stupid zombies 2 ios indir, stupid zombies 2 windows phone indir, stupid zombies 2 incelemesi, stupid zombies 2 oyun tanıtımı
Share:

MERİNOS TEKSTİL SANAYİ MÜZESİ - ( BURSA NOTLARI - 1)


    Cumhuriyet'in ilanından sonra; kalkınma adına, bir ülkenin dış güçlere bağımlı olmadan kendi kendine yetebilmesi adına, üretmek adına gerçekleştirdiği atılımlar neticesinde, ardı ardına kurulan fabrikalardan biridir Merinos Yünlü Sanayi Müessesesi. Sümerbank'ın Bursa'da kurmayı planladığı bu fabrikanın isim babası Mustafa Kemal Atatürk'tür.
    2 Şubat 1938 tarihinde açılır Sümerbank Merinos Fabrikası. Açılışı Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk yapar. Bu onun Bursa'ya yaptığı son ziyarette gerçekleşmiştir. Açılış gününün akşamında, fabrikanın açılışı şerefine ve Atatürk'ün onuruna belediye salonunda bir balo düzenlenir. 10 gün önce kendisine siroz teşhisi konmuş olan Atamız, rahatsızlığına rağmen baloya katılır. O gece neler olduğunu Sarı Zeybek belgeselini izleyenler çok net hatırlayacaklardır. Şöyle anlatılır Sarı Zeybek'te:
   "...Atatürk belki de bu baloya katılamayacak kadar hasta olmasına rağmen, Belediye'ye gidecek, yaşamla ölüm arasındaki o çizgide çok mutlu bir gece geçirecektir. Biraz da hüzünlüdür.
    ...Her türlü yorucu hallerden sakınması gerektiği daha 1 hafta önce kendisine söylenen Atatürk, pistte hafif ve zarif hareketlerle vals yapıyordu. herkes onun dansını seyretmeyi, dans etmeye tercih ediyordu. 4,5 ay sonra yataktan çıkamayacak kadar hastalığı artacak olan Atatürk'ün, bu dansın ardından takatsiz koltuğa çökmesini bekleyenler öyle yanıldılar ki.
    ... O gün orada olanlar vals boyunca topuklarının bir kez bile yere değmediğini anlatırlar... Atatürk, vals çalmaya devam eden orkestrayı aniden durdurup 'Sarı Zeybek!' der. Perhizine dikkat ederse 9 ay daha yaşayacağı söylenen birinin dizlerini yere vura vura Zeybek oynamasını herkes şaşkınlıkla izler".
    Sümerbank Merinos deyince öncelikle hep bu son dans gelir benim aklıma. Atam'ın son Bursa ziyareti, son mutlu gecelerinden biri, her zamanki zarafetiyle gerçekleştirdiği  ve ona çok yakışan zeybek dansı gelir. Bursa Sümerbank Merinos Tekstil Fabrikası, bir devrin kalkınma yükünün bir kısmını taşıması bakımından ve Cumhuriyet döneminin sembollerinden biri olması açısından önemli olduğu kadar, bu hüzünlü hatırayla da belleklerde yer etmiştir.
    Merinos Tekstil Fabrikası bugün yok. 2004 yılında Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından kapatıldı ve Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne devredildi. Fabrika arsasına Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi, Merinos Tekstil Sanayi Müzesi ve Merinos Enerji Müzesi yapıldı. Fabrikanın teknik ekipmanları ve yine fabrikaya ait, depolarda saklanan koleksiyon ortaya çıkarıldı, yıllar önce işletmede görev yapan personelden bilgi ve belgeler istendi, böylece Türkiye'nin ilk Tekstil Sanayi Müzesi oluşturuldu.
    Merinos Tekstil ve Sanayi Müzesi'ni çok beğendim. İsterdim ki fabrika olarak üretime devam etsin. Ancak bir dönemin ruhunun yabana atılmamış olması, özenle kurulmuş bir müzede yaşatılması da önemlidir diye düşünüyorum. Bizlere düşen bu müzeyi gezmek, bilhassa çocuklarımızı gezdirerek dönemin ruhunu anlatmak olacaktır. Hatırlarsak, unutmazsak, kendi kendine yetebilmenin, hazır yemenin değil üretmenin önemini çocuklarımıza benimsetirsek, bir gün gelir yerli fabrikalar tekrar açılır diye umut ediyorum.

    Şimdi fotoğraflara geçelim en iyisi. Çok fazla fotoğraf çekemedim çünkü müzeyi gezmek, incelemek daha keyifli geldi bana. Müzenin, benim fotoğraflarda yansıttığımdan çok daha güzel olduğunu belirtmem gerekiyor.




    Aşağıdaki fotoğrafta fabrikanın ilk çalışanları yer alıyor. 10 erkek, 10 kadın. Bursa göç alan bir şehir olduğu için, neredeyse tamamı Balkan göçmeni.



    Aşağıdaki fotoğrafta ipekböceği kozaları... İlgiyle incelediğimi gören görevli "İsterseniz alabilirsiniz" dedi. Bir tane kendime, bir tane de yeğenim Nisan'a aldım. Nisan çok mutlu oldu, okula götürmüş arkadaşlarına göstermek için, öğretmeni de ipeğin hikayesini anlatmış onlara. Kozanın 1 tanesinden 1400 m.ipek iplik elde ediliyormuş. Eğer müzeye salı ya da perşembe günü gidecek olursanız kozadan nasıl ipek yapıldığına şahit olabilirsiniz. O günlerde bir görevli ipek yapımını gösteriyormuş. Ben cuma günü gittim:(


Şimdi susmuş olan makinalar...




Kadın işçilere bir güvenlik uyarısı. "Saçlarını Bağla!" 

    Gerçekten çok az resim çekmişim. Müzede benim gösterebildiğimden çok daha fazlası var. Fabrikanın tarihçesi var, fabrikaya verilen plaketler var, fabrikaya ait telefon santrali var, personel kayıt defterleri var, makina başında çalışan temsili işçiler var, zamanında misafirlerin ağırlanmış olduğu bölüm var, Merinos'un orijinal kumaşları var, çalışanlara balo salonunda gösterilen filmlerin sinema makinası var, laboratuvar var, Atatürk odası var, zamanında fabrikayı ziyaret etmiş önemli isimler var, elektronik ekranlarda gösterilen Merinos belgeselleri var. Ve tabii fabrikaya ait bir çok makine var. Tüm bunların hepsi çok şık bir düzen içerisinde sergilenmiş. Kalıcı serginin yanı sıra müze bünyesinde geçici sergiler de düzenlenmekte.   
    Tekstil Müzesi'nin yanında bir de Enerji Müzesi var ki onu bir sonraki yazıda tanıtacağım. Fabrika'ya ve Bursa'nın bir kısmına elektrik sağlayan santral de müze haline getirilmiş. İkisi de çok şık, çok düzenli, sıkılmadan gezilebilecek müzeler olmuşlar. Kadın, erkek tüm görevliler oldukça güler yüzlü ve bilgi vermeye hazır durumdalar. Bu müzeleri ziyarete açan ve özenle koruyan, tanıtmaya çalışan Bursa Belediyesi'ni kutluyorum. Her iki müzeye giriş ücretsiz. Bu açıdan da tebriği, teşekkürü hak ediyorlar. Ayrıca çok kaliteli kitapçıklar hazırladıklarını da belirtmek isterim. Bursa Merinos Tekstil Müzesi kesinlikle görülmesi gereken bir müze. Ben çok sevdim, çok duygulandım. Yolunuz Bursa'ya düşerse kesinlikle tavsiye ederim.
Ayrıca Bursa seyahatimin ilk günü buluştuğum, Merinos Tekstil Sanayi Müzesi ve Enerji Müzesi'ni bana tanıtan, hatta üşenmeyip gezdiren sevgili arkadaşım Semi'ye (Mutlu Eller) teşekkürü bir borç bilirim.

Not:Müze, Bursa'nın Merinos semtinde. Merkezi Heykel alırsak (yani Ulu Cami'nin olduğu bölge), yürünebilecek mesafede. Bursa'da ulaşım rahat. Merinos'a otobüs, dolmuş, metro, tramvay her türlü ulaşım var. 



Share:

Küçük Delikten Sızan Büyük Dalgalar

Yazmak iyi şey aslında. Kafanızda dönen ve sizi rahatsız eden tilkilerden bir nevi kurtulabilir, içinizi dökebilirsiniz. Bu sizi rahatlatabilir veya daha kötü bir duruma sokabilir, yazdıktan sonra bir kağıda, bir telefona veya her nereye yazdıysanız bunları paylaşmak istemeyebilirsiniz, yakın veya silin o halde. Çok zor olmamalı.

Nasıl bir giriş yapsam bu yazıya bilemedim. Uzun zamandır, aslında blogumun asıl amacı olan, kişisel düşüncelerim ve hislerime yer vermeyi düşünüyordum. Bunu artık yapmaya karar verdim ve bu yazıyla bir yerlerden başlıyorum. Yazdıktan sonra büyük ihtimalle daha önce yaptıklarım gibi okuyup, okuduktan sonra da "Ben neden yazdım ki bunu ?" diye düşünüp silebilirim. Eğer öyle olmadıysa, muhtemelen şuan bunları okumaktasınız.

Gelelim asıl anlatmak istediklerime o halde. Öncelikle bir dünya düşünelim. Sıkıntısız ve ayrımsız bir dünya olsun bu. Çok mu ütopik oldu ? Olsun, hayal kurmak güzeldir ve hayallerimiz gerçekleştirilmeyi bekliyor, her ne kadar bir çoğu böyle olmasa da...

Bu dünya da iyi insanlar olsun. Şehrin solukluğu, iş-gücü dert etmeyen insanlar, kahkahalarla sokaklarda koşuşturan çocuklar olsun. Fakir olalım, paramız olmasın ama derdimiz de olmasın. Rahat olalım, uyumak için yatağa girdiğimizde bin türlü şey düşünmeyelim. Yüzlerinde tebessüm kırıntısı bile olmayan ya da yalancı ve saçma sırıtmalardan arınalım ve rengarenk, tebessüm eden bir dünya olsun. Olmaz mı ? Boşaltalım kafalarımızı, tüm rahatsız edici düşünceleri kireçleyelim. Siktir edelim her şeyi, olduğuna bırakalım.

Bir takım "mutlu canlılar" olalım. Öyle ki aramızda çok fark olsun, ama biz bu farkları için birbirimizi sevelim. Irk ve ten rengini yerelim bir kere. Ayrıma falan gerek yok, unutmayın karşımızdakini farklı olduğu için, onu farkı için seveceğiz. Kaldıralım bütün sınırları, tüm bunlar için ülkelere ve beyinsiz politikacılara gerek yok. Bunlarla beraber inanç duvarlarını da yıkalım. Kim takar tanrıyı herkes kendisinin tanrısı olduktan sonra ?

Yanımızda elini tuttuğumuz birisi, bir arkadaşımız olsun. Kim olursa olsun, yeterki birileri olsun veya yalnız olsak da olur. İstediğimiz zaman istediğimizi yapalım, özgür olalım. Elimizde bir şişe şarap. Gidip boylu boyunca giden taşlara uzanalım. İzleyelim denizi. Bir de sigara yakabilelim. Dumanına bakar bakar düşünürüz. 

Ve tabiki müziklerimiz olsun, özgür müzikler. Dans edebilelim o müziklerle. Ya da içli müzikler olsun biraz. Oturup düşünebilelim olanları, yaşadıklarımızı. Dinlediklerimiz için yargılanmayalım. İstediğimiz gibi giyinelim ayrıca, hatta çıplak gezelim çıkıp doğaya.

Olmaz mı ?
Share:

Av Zamanı (Killing Season) Filminden Geriye

film, film incelemeleri, film replikleri, av zamanı filmini izle, av zamanı izle, killing season izle, av zamanı türkçe dublaj izle, john travolta filmleri, robet de niro filmleri,
Filmin Konusu: Bosna Savaşı'ndan sonra sakin bir hayat sürmek için ormanda yaşamaya başlayan Amerikalı asker ve savaşta sırtından vurularak ölüme terk edilen Sırplı askerin intikamını anlatan bir film. Sırplı asker, kendisini vurarak ölüme terk eden kişinin ormanda yaşadığını öğrenip peşine düşüyor. İki askerin bu ıssız bölgede teke tek vereceği bir ölüm kalım mücadelesi başlıyor!

Filmin İlginç Sahneleri:

1) Sırplı askerin yanağı delip geçen ok.


Filmde Geçen Sözler:

1) Sen unutmak için içiyorsun, ben hatırlamak için içiyorum. Aramızdaki fark bu.

2) Bazı şeyler senin parçan hâline gelir, sen istemesen de...

3) +Benden ne istiyorsun? / -İkimizin de silahlı olduğu adil bir dövüşte kim kazanacak merak ediyorum.

4) Bu kadar acıyla beni korkutabileceğini mi sanıyorsun? Ya acıyı seviyorsam?

5) O savaş aklımdan hiç çıkmadı. Ruhumdan da, bir zehir gibi... Bitmesini istiyordum. Birkaç kötü adam öldürmek işe yarar sanmıştım ve tetiği çektim. Böylece savaşta nefret ettiğim her şey ben oldum.

6) Yaptığım şeyler bilmiyor musun? Ölmeyi hak etmiyorum muyum?

Filmin Hataları:

1) Yaşlı adam kaçarken suya düşüyor. Tam şelaleye yaklaştığı sırada bir kayalığa tutunup kurtuluyor. Yaralı ve yaşlı bir adamın, akıntıya karşı yüzüp kurtulması biraz garip değil mi?

Film Yorumu: Yaptığım araştırmalara göre filmin başrollerini John Travolta ve Nicolas Cage paylaşacakmış. Fakat yapılan değişikliklerden sonra filme Nicolas Cage yerine Robet De Niro dahil edilmiş. İzlediğimiz çoğu filme göre konusu gayet farklı bir yapıt. Savaşta sırtından vurularak ölüme terk edilen bir asker, savaştan sonra sessizlik isteyerek ormandaki evine yerleşen bir gazi ve unutulmayan bir intikam... Filmin en ilgi çekici yanlarından biri de ikili arasındaki diyaloglar. Son zamanlarda izlediğim ve bazı sahnelerini tekrar tekrar geriye alıp hayranlıkla incelediğim bir film.

Film Fragmanı:



Not: Av Zamanı filminden geriye notlarım bu kadar. Eğer sizin de film ile ilgili yazmak istedikleriniz varsa, yorum yaparak bizimle paylaşabilirsiniz...
Share:

Harry Potter:Oyun Çılgınlığı


Selam blogger halkı! Uzun zamandır canım yazmak istemediği için sizinle beraber değildim.Fakat burayı çok özledim! Abimle beraber bazanın altındaki atılacak bazı teknolojik eşyaları düzenliyorduk.(artdisk,gerekmeyen cdler,format cdleri vs.) Neyse düzenelrken eskiden oynadığım Harry Potter oyunumu buldum.Yani övünmek gibi olamsında 10-11 senedir potterkafayım! Eskiden çok büyük bir oyun koleksiyonum vardı.1.oyun,2.oyun,3.oyun,4.oyun,5.oyun'a kadar oyunlarım vardı.O zamanlar daha 6 çıkmamıştı.Sonradan alma gereği duymadım.

Neyse hiç bir zaman 1. oyunu bitirme fırsatını bulmamıştım.Oyunu yükledikten sonra 2  gündür büyük bir çabayla oyunuu bitirdim.Zorlandığım 3 kısım vardı 1 bölümünü abim geçti diğer 32 bölümüde ben bitirdim!

Oyunun grafikleri fazla iyi olmasada gerçekten oynarken çok eğlendim.Yani oynamayanlara tavsiye ederim.Ayrıca diğer senelerden en çok beğendim oyun 3.oyun yani Azkaban Tutsağı olsa gerek onun cdsini malesef kaybolmuştu. Şimdi ise internette büyük bir çaba içinde aramaktayım.Herkese iyi bloglamalar!
Share:

Tumblr'da Sayfa (Kategori/Menü) Olusturmak

tumblr, tumblr sayfa oluşturmak, tumblr kategori oluşturmak, tumblr menü oluşturmak, tumblr etiket eklemek,
Tumblr kullanıcılarının en çok işine yarayacak özelliklerden birisi de sayfa (kategori) oluşturmak. Oluşturulan bu sayfalar sayesinde hakkımda, fotoğraflar, yazılar, filmler, müzikler, iletişim vb. gibi birçok konuda kategoriler oluşturulabilir. Böylece bloglarda yer alan tüm bilgiler ve paylaşımlar düzenli bir biçimde listelenmiş olur. Ayrıca blogu ziyaret eden kullanıcılar aradıklarını daha kolay bir şekilde bulabilir.

Tumblr'da Nasıl Sayfa (Kategori) Oluşturabilirim?

1) Öncelikle buraya tıklayarak "Kişiselleştir" sayfasına gidiyoruz.

2) Daha sonra "Sayfa Ekle" yazısına tıklıyoruz.

3) Açılan sayfa oluşturma penceresindeki "Yönlendir" seçeneğine tıklıyoruz.

4) İlk satıra oluşturmak istediğimiz sayfamızın adını, ikinci satıra sayfamızın görünmesini istediğimiz url'sini, üçüncü satıra ise yönlendirilecek nokta adresini ekleyip kaydediyoruz.

Not: Dördüncü maddedeki işlemleri aşağıdaki anlatıma göre yapabilirsiniz.
Tumblr'da Paylaşımları Sayfalara (Kategorilere) Nasıl Ekleyebilirim?

Yapmanız gereken tek şey, paylaşacağınız veya re-blog yapacağınız paylaşımın etiket kısmına "tagged/ ..." şeklinde oluşturduğunuz sayfa url'sini eklemek.
Not: Sayfa (kategori) oluşturduktan sonra paylaşım yaparken etiket eklerseniz, paylaşımlarınız etiketlerine göre oluşturduğunuz sayfalarda listelenecektir.

İlgili Aramalar: tumblr, tumblr sayfa oluşturmak, tumblr kategori oluşturmak, tumblr menü oluşturmak, tumblr etiket eklemek, tumblr sayfa nasıl oluşturulur, tumblr kategori nasıl oluşturulur, tumblr menü nasıl oluşturulur, tumblr etiket nasıl eklenir, tumblr sayfa eklemek, tumblr menü eklemek, tumblr page add
Share:

MEMLEKET KOKUSU...



Anadolu'dan İstanbul'a gelenlere "Gemlik'e doğru denizi göreceksin, sakın şaşırma" demiş ya Orhan Veli... İşte o deniz bu deniz.

    Geçtiğimiz hafta sonunu Gemlik'te geçirdim. Gemlik benim baba tarafından memleketim. Çok seviyorum. Çocukken tatillerimizin bir kısmını geçirirdik burada, babaanneme giderdik ve benim o günlerden kalma deniz kokan hatıralarım var. Güzeldir Gemlik.
    Babaannem orada yaşıyor. Bir de halam ve birkaç kuzenim... Gitmeden önce herkese "Ben geliyorum bakın ona göre" diye haber verdim.:) Herkesi görmek istiyordum çünkü. Hatta arkadaşlarıma bile haber verdim. Blog arkadaşım Semi'yle buluştuk Bursa'da mesela. Bir de üniversiteden arkadaşımla görüştüm. 3,5 güne neler sığdırdım neler.   2 gün Bursa'da gezdim. Bir gün Semi'yle, bir gün de kuzenimle... Semi beni Merinos Tekstil Müzesi'ne, Enerji Müzesi'ne götürdü. Bayıldım. Kuzenle de Kent Müzesi'ni gezdik, Karagöz Müzesi'ni gezdik, seneler sonra çok sevdiğim Ulu Camii'yi ziyaret ettim. Koza Han'da İskender yedik:) Bursa'ya gittiğimi öğrenenlerin kaçınılmaz sorusuna bir de buradan cevap vereyim: "Hayır, Şehzade Mustafa'nın türbesine gitmedim":) Pazartesi günü evime dönmeden önce Gemlikli üniversite arkadaşımla kahvaltı ettik, kordon boyunda yürüyüş yaptık. Gemlik Körfezi güneşin batışının en güzel seyredildiği yerlerden biridir, Babaannem ben çocukken kordon boyunda bir evde otururdu ve akşama doğru denizin üzerinde nasıl bir manzara olurdu anlatamam. O gün ben oradayken vakit erken olsa da işte bunları düşünerek gezdim kordon boyunda. Yine güzeldi kordon boyu.

    Havalar iyi diyoruz ama ne de olsa kış mevsimindeyiz, gezerken üşüttüm.               Bir güneş, bir serinlik etkiledi beni. Geldiğimden beri dinlenmeye, iyi olmaya çalışıyorum. Buralara uğrayamadım. Oysa anlatacaklarım vardı. Bu yazı girizgah olsun, gezdiğimi gördüğümü anlatacağım. Evdekileri özlesem de, hafta sonu Bursa, Gemlik, akrabalar, arkadaşlar bana çok iyi geldi:) Arada böyle kaçamaklar herkese lazım.





Share:

Yabancı Dil Çevirisi (birimcevir.com)

İngilizceye Çevirme, Rusçaya Çevirme ve İtalyancaya Çevirme
İngilizceye Çevirme, Rusçaya Çevirme ve İtalyancaya Çevirme

Çeviri işlemleri profesyonel anlamda yapıldığı gibi çok fazla önemli olmayan ve çevrilmese de olur dediğiniz metinler için ya da ücretten kaçınmak için bu işlemi evde kendi başınıza da yapabilirsiniz. Bunu klasik sözlüklerle büyük zaman harcayarak yapabileceğiniz gibi, hiç zorlanmadan çok kısa süreler içerisinde internet üzerinden de anında yapabilmektesiniz. Eğer metninizin İngilizceye çevirme işlemi gerekiyorsa bunu kolaylıkla çeviri siteleri ile yapabilmektesiniz. Fakat ilk başta da söylediğim gibi profesyonel anlamda yapılamamaktadır.

Profesyonel çeviri bir kültür deneyimi, yaşam tarzı deneyimi, iki dil arasında kültürel ve dilsel öğelerin tam hâkimiyetine ve uyumu gerektirir. Bu saydıklarımız bilgisayarın düşünemeyeceği tamamen insansal, duygusal özelliklerdir. Rusçaya çevirme işlemi de bu yüzden tam anlamı ile başarılı olarak nitelendirilmemektedir. Fakat internet üzerinden masum arkadaş edinme işlerinde ya da yabancı yazıları okuyabilme, en azından fikir sahibi olabilme noktasında faydalı olabilmektedirler. İtalyancaya çevirme de az önce saydığımız noktalar göz önünde bulundurularak yapılması gereken bir işlemdir. İngilizceye, Rusçaya ve İtalyancaya çevirme işlemlerinizi kolaylıkla gerçekleştirebileceksiniz.    

İlgili Aramalar: yabancı dil çevirisi, online dil çevirisi, ingilizceye çevirme, rusçaya çevirme, italyancaya çevirme, dil çevirme sitesi, birimcevir.com
Share:

İstanbul Beylikdüzü Kiralık Ev ilanları (emlakz.com)

İstanbul Beylikdüzü Kiralık 1+1 ve 2+1 Kiralık Ev İlanları
İstanbul Beylikdüzü Kiralık 1+1 ve 2+1 Kiralık Ev İlanları

Teknoloji bir çok alanda oldukça hızlı bir şekilde gelişme gösterdi. Gerçekten de artık internet üzerinden aradığımız tüm bilgilere ulaşabiliyoruz. İnternetin hızla ilerlemesi ile birlikte artık insanlar asla vakit kaybetmeden kendileri için hızlı bir şekilde sonuçlara ulaşabiliyorlar. Emlak sektörü de artık online bir şekilde sizlere hizmet veriyor.

Biz emlak.z ekibi olarak artık sizler için en doğru evler hakkında detaylı bilgi veriyoruz. İstanbul Beylikdüzü kiralık ev ilanları arasında bir araştırma yapıyorsunuz, diyelim. Kendinize en uygun olan evi bulmalısınız. Bu nedenle birkaç tane ev incelemek zorundasınız. Yanlış bir karar vermemek için bolca incelemeler yapmanız gereklidir.

Bu nedenle sitemizden detaylı inceleme yapabilirsiniz. Dilerseniz İstanbul Beylikdüzü kiralık 1+1 ev ilanları arasında incelemeler yapabilir, dilerseniz de İstanbul Beylikdüzü kiralık 2+1 ev ilanları arasında incelemeler yapabilirsiniz. Koşulları size en uygun olan evler arasından bir tercih yapmak adına sitemizde gezintiye çıkabilirsiniz.

İlgili Aramalar: İstanbul Beylikdüzü kiralık ev ilanları, İstanbul Beylikdüzü kiralık 1+1 ev ilanları, İstanbul Beylikdüzü kiralık 2+1 ev ilanları, emlakz.com
Share:

BlueStacks ile Android' i Bilgisayarınızda Kullanın

Android ortamına uygulama geliştiren veya çeşitli uygulamaları bilgisayarında test etmek isteyenler için BlueStacks gerçekten birebir.

Ben bu uygulamayı geliştirdiğim bir oyun için kullanmaktayım ve geliştiricilere kesinlikle öneririm. Eclipse' in kendi emülatörünü veya ADB ile test yerine direk olarak BlueStacks ile test etmenizi öneririm. Gerçekten maksimum 10 saniyede uygulamanız açılıyor. Bunu Eclipse ile nasıl kullanacağınızı birazdan anlatacağım. Öncelikle uygulamamızı edinelim.

BlueStacks uygulamasını edinmek için bu adresi kullanabilirsiniz. Yaklaşık 10 MB civarı bir setup dosyası inecek. Programı yüklediğiniz zaman açtığınızda zaten çok basit olan bir arrayüzle karşılaşacaksınız, bu yüzden uygulamanın kullanımını anlatmaya gerek görmüyorum.

Gelelim geliştiricilerimiz için Eclipse ile uyumlu olarak, emülatör tarzında kullanıma, oyunu direk test olarak kullanacağınız gibi çıktısını aldığınız Apk dosyasını da direk iki kez tıklayarak programla açabiliyorsunuz.


Öncelikle uygulamayı ve Eclipse' i açın ve alttaki görseldeki gibi Eclipse' in DDMS bölmesine gelip Devices kısmından Reset ADB butonuna basın. Bunu yaparak Eclipse' in BlueStacks' i tanımasını sağladık.

Ardından Eclipse üzerindeki Run butonu seçin ve açılan emülatör ekranında emulator-... tarzı görünen seçimi yapın ve çalıştırın. İşte bu kadar. :)

Share:

Facebook Gizlilik ve Güvenlik Ayarları

facebook gizlilik ayarları, facebook güvenlik ayarları, facebook profilini gizleme, facebook hesabını gizleme, facebook nasıl gizlenir,
Facebook, kullanıcılar arasındaki etkileşimin fazla olduğu bir sosyal paylaşım sitesidir. Bazı kullanıcılar paylaştığı fotoğraf, video ve yazdıklarının herkes tarafından görülmesinden rahatsız olup, profilini gizlemek isteyebilir. Facebook'un "Gizlilik Kısayolları" özelliği, paylaşılan fotoğraf, video ve yazdıklarınızın sadece arkadaş listenizdekiler tarafından görülmesine imkân sağlıyor. Ayrıca bu özellik sayesinde size kimlerin arkadaşlık isteği ve mesaj gönderebiliceğini de kolayca ayarlayabilirsiniz...

Facebook Kullanıcıları Profilini Neden Gizlemek İster?

  • Sadece arkadaş listesindekiler ile etkileşim kurmak isteyenler,
  • Paylaşılan fotoğraf, video ve yazılanların herkes tarafından görülmesini istemeyenler,
  • Paylaşılan fotoğraf, video ve yazılanların arama motorlarında görülmesini istemeyenler,
  • Diğer kullanıcılardan mesaj, arkadaşlık isteği ve yorum almak istemeyenler gibi durumlardan dolayı Facebook kullanıcıları profillerini gizlemek isteyebilir.

Profilimi Gizledikten Sonra Gelen Kısıtlamalar Nelerdir?


  • Kullanıcılar paylaştığınız fotoğraf, video ve yazdıklarınızı göremez,
  • Paylaşılan içerikler arama motorlarında görülmez,
  • Sadece arkadaş listenizdeki kullanıcılar paylaştığınız içerikleri görebilir,
  • Ortak arkadaşınız olmayan kullanıcılar size mesaj ve arkadaşlık isteği gönderemez.

Paylaştıklarımı Kimlerin Görebiliceğini Nereden Ayarlayabilirim?

Gizlilik kısayolları > Paylaşımlarımı kimler görebilir? > İlerde paylaşacağım gönderileri kimler görebilir?

Bana Kimlerin Mesaj Gönderebileceğini Nereden Ayarlayabilirim?

Gizlilik kısayolları > Benimle kimler iletişim kurabilir? > Kimlerin mesajlarının gelen kutuma düşmesini istiyorum?

Bana Kimlerin Arkadaşlık İsteği Gönderebileceğini Nereden Ayarlayabilirim?

Gizlilik kısayolları Benimle kimler iletişim kurabilir? Bana kimler arkadaşlık isteği gönderebilir?

Beni Rahatsız Edenleri Nasıl Engelleyebilirim?

Gizlilik kısayolları Birinin beni rahatsız etmesini nasıl durdururum?

Gizlilik Kısayolları:
facebook gizlilik ayarları, facebook güvenlik ayarları, facebook profilini gizleme, facebook hesabını gizleme, facebook nasıl gizlenir,
İlgili Aramalar: facebook gizlilik ayarları, facebook güvenlik ayarları, facebook profilini gizleme, facebook paylaşım ayarları, facebook nasıl gizlenir, facebook hesabını gizleme, facebook gizlilik, facebook hesabı nasıl gizlenir, facebook arkadaşlık isteği kapatma, facebook mesaj gönderme kapatma,
Share:

KAPLUMBAĞA...

       
    
    En uzun ömürlü canlının hangisi olduğunu düşündüğümüzde ilk akla gelen isimdir "Kaplumbağa". Belki bu yüzden imreniriz ona. Fakat çok çok uzun yaşamak iyi           bir şey midir gerçekten? Düşünsenize, tarih sahnesinden geçen onlarca korkunç olayı görmek, bilmek hatta bizzat içinde yer almak var. Yorucu, yıpratıcı olmaz mı böylesi? Bunları düşündüm dün akşam Ali Poyrazoğlu'nun yeni oyunu Kaplumbağa'yı seyrederken. Tam 200 yaşında bir kaplumbağa vardı sahnede. Evrim kuramcısı Darwin'in 1800'lü yılların başında Galapagos Adaları'ndan getirdiği kaplumbağa     Harry Robinson... Harry, bir noktada Darwin'in yanından ayrılıyor ve 200 yıl boyunca Avrupa'yı geziyor. 1.Dünya Savaşı sırasında yediği zehirli gazlarla hızlı bir evrim geçiriyor ve insan boyuna ulaşıyor, 2 ayağı üzerinde yükseliyor. Hiroşima'ya bomba atıldığını görünce konuşuyor ilk kez. Dudaklarından kocaman bir "Hayır!" dökülüyor. Hitler'i tanıyor, Lenin'i, Stalin'i... Guernica'nın bombalanmasına tanık oluyor. Renkli anıları da yok değil. Kabarelerde, sanat galerinde sergileniyor, Salvador Dali'yle tanışıyor örneğin ama aklında kalan ve öğrendiği en önemli şey, insanoğlunun ne denli kalleş olduğu... Yoruluyor Harry... Galapagos Adaları'na dönmek ve orada ölmek istiyor. Çabuk gidebilmek için ünlü bir tarihçinin kapısını çalıyor. "Sana gördüklerimi, yaşadıklarımı, resmi tarihe dahil olmayanları anlatırsam beni Galapagos Adaları'na götürür müsün?" diyor. Tarihçi şaşırıyor. Onun insan özellikleri gösteren bir kaplumbağa olduğuna inanınca kabul ediyor bu teklifi. Harry anlatıyor, tarihçi yazıyor. Bir süre sonra işin içine tarihçinin karısı ve hastalandığında Harry'ye bakan doktor da giriyor. Her biri farklı amaçlarla, farklı beklentilerle yaklaşıyor bizim yaşlı kaplumbağamıza. Ya sonra? Sonrası oyunda.


    Ali Poyrazoğlu oyunculuğuna, zekasına ve bilgisine hayran olduğum usta bir isim. İspanyol tiyatro yazarı Juan Mayorga'nın karşılıklı felsefi konuşmalarla bezeli bu eserini, kendine özgü dokunuşlarla sıkılmadan seyredilecek hareketli bir oyun haline getirmiş. Ki oyunun sonunda bu konuda nasıl düşündüğünü, neler uyguladığını anlattı biz seyircilere. Müthiş bir tevazuyla oyuncu ve seyircinin aslında bir olduğunu belirtti ve bizleri tebrik etti. Gecenin sürprizi ise Yıldız Kenter'in de o akşam salonda olması ve seyirciyi selamlamasıydı. Kısacası müthiş bir akşamdı. Darwin'in Kaplumbağa'sı Harry ile zamanda yolculuk ettik, kimi zaman güldük, kimi zaman insanoğlunun zalimliği karşısında düşüncelere daldık, hatta utandık. 
    Kaplumbağa, farklı zamanlarda, farklı mekanlarda, farklı şehirlerde oynamaya devam ediyor. Ali Poyrazoğlu ile beraber Bülent Kayabaş, Özdemir Çiftçioğlu ve Nur Gürkan'ın sergilediği bu benzersiz oyunu şiddetle tavsiye ediyorum.





Share:

Çalınan Twitter Hesabını Geri Almak (2014)

çalınan twitter hesabını geri almak, çalınan twitter hesabını kurtarmak, twitter hesabım çalındı, twitter şifre yenilemek, twitter şifresini değiştirmek, twitter hesabını geri almak, çalınan twitter hesabı nasıl geri alınır,

Son zamanlarda artan takipçi uygulamaları, güvenlik seviyesi düşük şifreler ve bilinçsiz kullanıcılar yüzünden Twitter hesapları çalınıyor. Bazı kullanıcılar takipçi sayısını arttırmak için sitelerdeki uygulamalara tıklıyor. Kimi kötü amaçlı kullanıcılar bu uygulamalar sayesinde Twitter hesaplarını ele geçirip kendi çıkarları doğrultusunda kullanabiliyor. Twitter takipçisi satmak amacıyla kurulan sitelerin birçoğu bu yöntemi kullanıyor. Ayrıca bazı kötü amaçlı kullanıcılar çaldıkları bu hesaplar üzerinden reklam ve tanıtım tweetleri atıyor. Hiçbir Twitter kullanıcısı hesabının bu tür pazarlamalara karışmasını istemez sanırım.

Çalınan Twitter Hesabımı Nasıl Geri Alabilirim?

Bu konuyla ilgili diğer sitelerdeki hemen hemen tüm yazıları okudum. Ne yazık ki çoğu konuyu ayrıntılara girmeden bitirmiş. Kullanıcılar anlamadıkları, yapamadıkları yeri sormak için onlarca yorum yapmış. Fakat hiçbirine cevap verilmemiş. Ben okuyucularımı mağdur etmemek adına ayrıntılı olarak anlatmak istedim. 

Çalınan Twitter hesabını geri alma işlemini 2 yöntemle yapabilirsiniz...

A) Şifreyi Yenileme Yöntemi: Twitter hesabınıza giriş yapamıyorsanız veya hesabınızın çalındığınızı düşünüyorsanız şifrenizi yenileyebilirsiniz.

1) Twitter hesabımızın şifresini yenilemek için buraya tıklıyoruz.

2) Şifre yenileme sayfasına girdikten sonra e-posta adresi, telefon numarası veya kullanıcı adımızı yazıp "Gönder" butonuna tıklıyoruz.

3) Son olarak e-posta adresimize veya telefonumuza mesaj olarak gelen linke tıklayarak şifremizi yeniliyoruz.

B) Verilen Soruları Cevaplama Yöntemi: Twitter yardım sayfasında yer alan soruları doğru bir şekilde cevaplayıp, yetkililere bildirebilirsiniz.

1) Öncelikle buraya tıklayarak Twitter yardım sayfasına gidiyoruz.

2) Açılan sayfada hesabımız ile ilgili birkaç sorunun sorulduğunu göreceğiz. Yapmamız gereken tek şey en yakın ve doğru cevapları vermek.

Not: Bu konuyla ilgili herhangi bir sorunuz var ise yorum yapabilirsiniz...

İlgili Aramalar: çalınan twitter hesabını geri almak, çalınan twitter hesabını kurtarmak, twitter hesabım çalındı, twitter şifre yenilemek, twitter şifresini değiştirmek, twitter hesabını geri almak, çalınan twitter hesabı nasıl geri alınır,
Share:

Fotograflara Instagram Efekti Veren Uygulamalar

instagram efektleri, instagram efekti veren uygulamalar, instagram efekti veren siteler,
Instagram oldukça popüler bir fotoğraf ve video paylaşım sitesidir. Instagram'ın bu kadar çok tercih edilmesinin en büyük nedenlerinden biri de kullanıcılarına sunduğu efektlerdir. Birbirinden farklı bu efektler sayesinde fotoğraflar görsel olarak daha da çekici bir hâle geliyor. Instagram uygulaması yalnızca akıllı telefonlarda kullanılıyor. Peki akıllı telefonu olmayanlar? Fotoğraflara Instagram efekti vermek için akıllı telefon kullanmak şart değil. Web üzerinden de bu işlemleri kolayca yapabileceğiniz uygulamalar var. Aşağıda fotoğraflara Instagram efekti vermek için en çok kullanılan 2 uygulamayı paylaştım. Özellikleriyle birlikle yer alan uygulamalardan istediğinizi seçerek fotoğraflarınıza kolayca Instagram efekti verebilirsiniz.

Pixlr-o-Matic

Instagram efekti veren en kapsamlı fotoğraf uygulaması. Bu uygulamayı kullandıktan sonra diğer fotoğraf uygulamalarına ihtiyacınız kalmayacak!
instagram efektleri, instagram efekti veren uygulamalar, instagram efekti veren siteler,
Uygulamanın Özellikleri Nelerdir?

  • Instagram efektleri,
  • Toplamda 100 adet efekt,
  • Toplamda 342 adet görsel efekt,
  • Toplamda 210 adet çerçeve efekt,
  • Webcam'dan fotoğraf çekip düzenlemek,
  • Fotoğrafları tam boyut olarak kaydetmek...

Rollip

Kullanımı gayet kolay ve kullanışlı bir fotoğraf uygulaması. Diğer fotoğraf düzenleme uygulamalarına ek olarak kaliteli yazı fontları var. Üstelik Türkçe!
instagram efektleri, instagram efekti veren uygulamalar, instagram efekti veren siteler,
Uygulamanın Özellikleri Nelerdir?

  • Instagram efektleri,
  • Toplamda 41 adet efekt,
  • Toplamda 29 adet görsel efekt,
  • Toplamda 11 adet çerçeve efekt,
  • Toplamda 12 adet yazı fontu,
  • Fotoğrafları Facebook ve Twitter'da paylaşmak...

İlgili Aramalar: instagram, instagram efektleri, instagram filtresi, instagram efekti ekleme, instagram efektleri veren uygulamalar, instagram efekti veren siteler, fotoğraf efektleri, resim efektleri, retrica efektleri, rollip, pixlr-o-matic
Share:

PARA AVCISI




    Sen ne yaptın Martin? 71 yaşında adamsın, onlar nasıl sahneler öyle?:) Şaka tabii! Martin Scorsese'yi çok seviyorum. İstediği filmi, istediği gibi çeker, ben de muhakkak seyrederim.
    Para Avcısı (The Wolf Of Wall Street) dehşet bir film. 18 yaş sınırı var ve kesinlikle uyulması gerekiyor. Bizim arkamızdaki sırada aklı evvel bir aile vardı, çocuklarını da getirmişler. Çocuğa "Gözlerini kaparsın" dediler inanamadım. Tüm filmi gözü kapalı izlemesi lazım çocuğun. Üstelik 3 saat boyunca. Muhteşem bir hafta sonu aktivitesi ayarlamışlar ailecek. Bazı anne-babaları anlamam mümkün değil. O gün unuttum ama bir daha aynı sinemaya gittiğimde yaş sınırı konusunda şikayetlerimi ileteceğim.
    Neyse biz gelelim Para Avcısı'na. Yönetmen Martin Scorsese film hakkında şöyle demiş: "Kahramanım Jordan Belfort, Wall Street'teki hedonist yaşamı ve saplantılı açgözlülüğüyle günümüz toplumundaki tüm yanlışların yansıması". Filmin özeti aynen bu. Zengin olmayı kafaya koymuş Jordan Belfort, çok genç bir yaşta Stratton Oakmont yatırım şirketini kurar. Yanına eğitimsiz ama hırslı satışçıları toplar. Her türlü satış hilesiyle yatırımcıları kandırarak müthiş paralar kazanır Jordan. Öyle ki bu paraları nasıl harcayacağını bilemez. Kadınlar, içki, uyuşturucu çemberinde hedonizmin sınırlarında bir yaşantı içerisine girer. Tüm şirket çalışanları da yanındadır. Peki bu hep böyle sürer mi? Bunu söylemek filmin sonunu söylemek olur.

    Para Avcısı, 18 yaş sınırını aşan sahneleriyle Amerika'da tartışılan bir film olsa da, gişe başarısı oldukça yüksekmiş. Evet, Jordan Belfort ve takımının seks, uyuşturucu, partileme, kandırma, yolsuzluk konusunda her türlü utanma duygusundan uzak, akla hayale gelmeyecek saçmalıkta aşırı hareketlerini izleyince " Yok artık, bu kadar da olmaz" diye düşünüyorsun ama tüm bunlar o kadar komik işlenmiş ki olaylara gülmece tarafından bakabiliyorsun ancak. Film hızlı başlıyor ve aynı hızla devam ediyor. 3 saat gibi uzun bir süresi olmasına rağmen sıkılmıyorsun. Ben çok güldüm açıkçası. Leonardo DiCaprio, Jordan Belfort rolünde inanılmaz sevimli, adama sinir olamıyorsun bile. Ki bu rolüyle Golden Globe ödül töreninde Komedi Müzikal dalında En İyi Erkek Oyuncu seçildi ve yine aynı rolle Oscar'a da aday gösterildi. Para Avcısı, En İyi Film de dahil olmak üzere 5 dalda Oscar'a aday eğlenceli bir film. Fakat tekrar hatırlatayım 18 yaş sınırını sonuna kadar hak ediyor. Rahatsız olurum, saçma bulurum diyen hiç gitmesin.
    Para Avcısı iyi, hoş, eğlenceli diyoruz ama her ne kadar abartılı yansıtılsa da olaylarda gerçeklik payı var. Jordan Belfort diye biri gerçekten var ve yatırımcıları kandırarak zengin olmuş, parasını deli partilerde harcamış, yolsuzluklar ortaya çıkınca yargılanmış ve hatta arkadaşlarını ele vererek cezai indirimden yararlanmış. Şimdilerde yaşadıklarını yazdığı kitabıyla ve motivasyon konusunda verdiği seminerlerle geçinmekteymiş. Filmi gülerek seyrettim tamam ama insanları kandırmayı iş edinen ve bunu utanmadan uygulayan, çevresindekileri ilk fırsatta satan bir adamdan motivasyon dersleri alır mıydım o konuda emin değilim. Alanlar varmış demek ki. Filmi izledikten sonra müşterileri artar mı, azalır mı bilmem? Ama artarsa hiç şaşırmam. Çünkü filmin bir sahnesinde Jordan şöyle diyordu:                   "Stratton Oakmont, Amerika'nın ta kendisidir". Vaaay! Bunu siz söylediniz dostum!





Share:

En Güzel Blog Yarısması

En Güzel Blog Yarısması












En Güzel Blog Yarışması

Merhaba sevgili Blog Yazarları.! Yeni yarışmamız olan, "En Güzel Blog Yarışması" yakında başlıyor. Blog sayfalarınızın daha geniş kitleler tarafından duyulması, kalıcı bir takipçi kitlesi edinmesi ve siteler arası link trafiğini artırmak adına düzenlediğimiz etkinliklerden biriyle daha karşınızdayız.

Yarışma Ödülü

Dereceye girecek olan ilk 6 Blog, sol tarafta görmüş olduğunuz "Yarışma Kazananları" alanında sitelerine direkt olarak 2 ay boyunca ücretsiz link kazanacaklar.. Yarışma birincisi ve ikincisine extra olarak jüri üyeliği verilecektir.

Yarışma Oylaması

Yarışmamızın kazananlarını "Blog Deposu Jüri Üyeleri" belirleyecektir. Yarışmaya katılan her blog, jüri üyeleri tarafından 10 tam puan üzerinden derecelendirilecektir.

Bilgi

(Jüri üyeleri yarışmaya hile karışmaması için yarışma sonunda açıklanacaktır)
(Yarışmaya katılan tüm blog sayfalarına yarışma süresince link verilecektir)

Yarışmaya Nasıl Katılırım?

Yarışmaya katılmak isteyen blog sahipleri, önce bu yarışmayı sayfalarında duyurup, yayın içerisinde link verdikten sonra paylaşım yaptığı sayfa linkini alttaki yorum alanına bırakmalıdır.

Not: Yarışmaya katılmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Share:

General Mobile Discovery Elite Geliyor

General Mobile' ın Discovery ile yaptığı atakla beraber bunun yanında Discovery 2 ' yi duyurmasının ardından bir de Elite ve Elite Lite adında bir model geleceği kesinleşti. Çıkış tarihlerine bakacak olursak Elite, Discovery 2 modelinden daha önce çıkacak. Elite Lite isimli model hakkında ise çıkışıyla alakalı herhangi bir bilgim yok ama özellikleri duyuruldu bile.

Öncelikle Elite modelinin özelliklerine ve incelemelerine bir göz atalım.

General Mobile Discovery Elite Teknik Özellikleri
2.5 GHz 4 Çekirdek Snapdragon 800ac İşlemci
Adreno 550 MHz Adreno 330 GPU
4 GB Sistem belleği (1 GB GPU için ayrılmış. Sisteme 3 GB kalıyor.)
32 GB ROM
5.5 inç Full HD JDI Gorilla Glass 3 Ekran
16 MP arka, Optik odaklamalı 8 MP ön kamera
2500 mAh Batarya
Wifi, Bluetoth 4.0, GPS – Glonass




Özelliklere bakacak olursak, gerçekten muhteşem bir telefon. Derecelendirme olaraksa fiyat-performans ürünü. Söylenen çıkış fiyatı, bu özelliklerle beraber 1100 – 1199 TL aralığında olması bekleniyor.

Performansı ise, birçok derecelendirme ile LG G2, Note 3 tarzı üst düzey cihazlarla gerçekten birebir yarışır düzeyde. Bunları altta vereceğim görseller ve Donanımhaberin gerçekten detaylı incelemeleriyle beraber görebilirsiniz. Discovery 'deki malzeme kalitesizliği de bununla aşılmış gibi duruyor. Ayrıca sadeceleştirilmiş arayüzü ve üst düzey oyunlardaki performansı da çok iyi bunu da alttaki Mesut Çevik' in yaptığı 2 saat süren incelemede göreceksiniz.



Tüm bunların yanında harika kamerası (ön ve arka) var. Kaliteli fotoğraflar çekilebiliyor. Bunları da incelemelerde görebilirsiniz.



Ayrıca Facebook sayfasındaki çeşitli bilgiler ve incelemelere de gözatabilirsiniz.



Elite Lite için özellikler de Elite versiyonundan aslında pek düşük olmakla beraber, 850-900 TL civarında da bir fiyatı olacağı tahmin ediliyor. Tek farkı 1 GB RAM eksiği yani 2 GB RAM ve 16 GB ROM ile olmasıdır.


Share:

Bunlara Göz Atmalısın

Stats

Bu Blogda Ara

Arşiv

Hakkında

Teknoloji manyağı

Latest Posts

Featured

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Mutlaka Okumanız Gerekenler

AD BANNER

Etiketler

Blog Arşivi